Turizmde bir hafta 10 güne çıktı Kölelik düzeni kökleşecek

AK Parti milletvekilleri tarafından Meclis’e sunulan Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin kabul edilmesi ile turizm sektörü emekçileri 10 gün kesintisiz çalıştırılabilecek. Söz konusu teklif maddesi, “Haftalık izinlerin 10 günlük süre içerisinde kullanabilmesine imkân sağlayacak esneklikte bir düzenleme yapılarak daha verimli bir serbest zaman yaratılması ile değişen sosyal yaşam ve ekonomik koşullar doğrultusunda işçi ve işveren arasındaki çalışma barışına katkı sağlanması amaçlanmaktadır” gerekçesiyle savunuldu.

Böylece 4857 Sayılı İş Kanunu’nun 6+1 kuralı “esnetilerek” 10+1’e çıkarıldı. Turizm emekçileri söz konusu düzenlemenin Cumhurbaşkanlığı tarafından onaylanması halinde 10 gün kesintisiz çalıştırıldıktan sonra 1 gün izin kullanacak. TÜRK-İŞ Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, söz konusu düzenlemeye “Kölelik düzeninin kökleştirilmesinden başka bir şey değil” derken, 10 gün kesintisiz çalışmanın sadece turizm sektörüyle sınırlı kalmayacağına dikkat çekti. Düzenlemenin iş cinayetlerine davetiye çıkaracağını vurgulayan Çakmak, “Doymadınız mı?” diyerek tepki gösterdi. Teklifin anayasaya aykırı olduğunu belirten Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) ise, düzenlemenin ev içi görünmez emekle birlikte yaratılan çifte yükü derinleştireceğini ve dolayısıyla en çok kadınları etkileyeceğini vurguladı. 

İŞ CİNAYETLERİNE DAVETİYE!

Turizm sektöründe 10 gün kesintisiz çalışma düzenlemesine “Kölelik düzeninin kökleşmesinden başka bir şey değil” diyerek tepki gösteren TÜRK-İŞ Ege Bölge Başkanı Hayrettin Çakmak, mevcut durumda turizm sektöründe işçi örgütlenmesinin az olduğunu ve bu nedenle yarı zamanlı çalışan veya taşeron işçi sayısının yüksek seviyede olduğunu belirtti. “Zaten bu insanları köle gibi çalıştırıyorlar, ana kadroda mal sahibinin 5-10 tanıdığı var geri kalan herkes ya yarı zamanlı ya taşeron” diyen Çakmak, “Biz ülkedeki bütün çalışanların sendikalı olması, haklarının olması için mücadele ediyoruz ama öte yandan sermaye sahipleri kölelik düzenini sürdürürken siyasetçiler de buna çanak tutuyor” dedi. Söz konusu kesintisiz çalışmanın inşaat sektöründe de talep edildiğini hatırlatan Çakmak, “İnşaat işçileri 12 saat ve üstü çalıştırılıyorlar. Bugün iş cinayetlerinin en yüksek olduğu sektör inşaat, neden? İşçiler uzun saatler çalıştırıldığı için yorgunluktan dikkatsizlik üst seviyeye çıkıyor. Çoğu da sendikasız yerler. Bu kaza değil cinayet! Bu düzenleme iş cinayetlerine kapıyı ardına kadar açmak demek” diye vurguladı.

 “DOYMADINIZ MI?”

10 gün kesintisiz çalışmanın sadece turizm sektörüyle sınırlı kalmayacağına dikkat çeken Çakmak, “Biri kapıyı açtı mı diğerleri de hemen arkasından gelir. Yurt dışında 4 gün çalışmayı tartışıyorlar, Almanya 36 saat çalışmayı 600 fabrikada uygulamaya soktu. Biz 10 gün kesintisiz çalışmayı tartışıyoruz, bu insanlık dışı bir düzenleme” dedi. Daha önce kendisinin çalışma saatleriyle ilgili yaptığı açıklamaya karşın İzmir Ticaret Odası’nın “Daha çok çalışmalıyız” yanıtını hatırlatan Çakmak, “Daha en kadar çalışacağız, 12 saat çalışıyoruz, doymadınız mı?” diyerek tepki gösterdi. Bugün Türkiye’de 9 milyon insanın 12 saat çalıştığının altını çizen Çakmak, “Kalkmışlar bir de haftada bir gün izni elimizden almaya çalışıyorlar. Bu kölelik düzeninden tek çıkış yolu var o da işçilerin örgütlenmesi” ifadelerini kullandı.

ANAYASAYA AYKIRI!

Hafta tatili düzenlemesini, “İktidarın yürürlükteki anayasayı parça parça ortadan kaldırma girişimlerinden biri” olarak değerlendiren EŞİK, söz konusu düzenlemenin Anayasa’nın dinlenme hakkını düzenleyen 50. Maddesi ile hafta tatili, fazla mesai ücretleri ve zorla çalışma yasağı bağlamında anayasanın 18. Maddesini açıkça ihlal ettiğini vurguladı. Yasanın TBMM’den geçtiğini ve onay için Cumhurbaşkanlığında olduğunu hatırlatan EŞİK, “Cumhurbaşkanı, bu yasayı emekçilerin anayasal haklarını çiğnediği gerekçesiyle 15 gün içinde TBMM’ye geri gönderebilir. Ancak, uluslararası sözleşmeler, anayasa ve yasa ile kendini bağlı saymayan, emekten yana hiçbir icraatını görmediğimiz Cumhurbaşkanından bu yasayı geri göndermesini beklemiyoruz” ifadelerini kullandı. CHP’yi, söz konusu yasayı Resmi Gazete’de yayınlanır yayınlanmaz Anayasa Mahkemesi’ne götürmeye çağıran EŞİK, “Meclisteki tüm muhalefet partilerine, halkın ve doğanın hakları aleyhine yasa teklifleri geri çekilmediği, değiştirilmediği takdirde TBMM genel kurul oylamalarına katılmama çağrımızı bir kez daha hatırlatıyoruz. Tüm emekçiler, sendikalar ve hukukçular bu yasaya karşı direnecek, açılacak davalarda anayasaya aykırılık iddiaları ile AYM’ye götürüp iptal ettirmek için çalışacaktır” açıklamalarında bulundu.

EN ÇOK KADINLAR ETKİLENECEK!

Öte yandan turizm ve hizmet sektörlerinde yoğun biçimde çalışan kadın emekçilere dikkat çeken EŞİK, “Bu düzenlemeden en çok etkilenecek olanlar arasında kadınlar yer almaktadır. Ev içi görünmeyen emeğiyle birlikte çifte yük taşıyan kadınlar açısından dinlenme hakkının gaspı, yaşamı doğrudan tehdit eden çok yönlü bir eşitsizlik yaratacaktır” diye vurguladı.