İşten atmalar oluyor, sendikacılar ses etmiyor

URTİM patronu sinekten yağ çıkarmaya çalışıyor. Ara bulucu sistemini uygulayarak işçileri 'kendi isteğiyle, anlaşmalı' şekilde kapı dışarı ederek ekonomik kazanç elde ediyor

Özel Güvenlik İşçi Hakları

URTİM işçisi İstanbul

Merhaba işçi arkadaşlar. Son 5-6 aydır fabrikamızda yaşanan sıkıntıları Evrensel gazetesinde paylaşmak istiyorum. Çünkü hakikaten bunalımdayım. Patır patır işçi arkadaşlarım işten atılıyor. Geceleri uyuyamıyorum, halüsinasyonlar görüyorum ve Esenyurt-Hadımköy bölgesindeki fabrikalarda iş arıyorum. Sabah oluyor rüya olduğunu öğrendiğimde tekrar seviniyorum. İki yüzden fazla işçi olarak bu durumu görüyor ve endişeleniyoruz. Yarın sıra kimde şakalaşmaları dahi şahsen beni rahatsız ediyor. Birbirimizle kakiri kikiri yaparken dahi gerçek düşüncemizi açığa vuramıyoruz. Sırası geleni insan kaynaklarına çağırıyorlar veya mesaj yoluyla gönderiyorlar. Kapının önüne konan arkadaşlara ulaşıyor ve nedenini soruyoruz, “Fabrikada küçülme varmış” şablonu cevap olarak herkese ezberletilmiş. On yıldan fazladır bu fabrikadayım. 30 yıldır burada çalışanlar, küçük bir atölyeden büyük bir fabrikaya geliş hikayesini anlatıyorlar. Patron ve vekillerinin birçok konuşmasına ben şahidim. Dünyada ikinci veya üçüncü sıraya yükselme hamlelerindeki başarıyı yönetici ekiplere atfettiklerini defalarca dinledim. “Küçülme” meselesi atılan arkadaşları ikna etmenin geçerli bir yöntemi olarak kullanılıyor. Dünyanın 72 ülkesine ihracat yapan bir firma. Türkiye’de ekonomik krizden dolayı işlerde bir durgunluk olduğunu biz de biliyoruz. Fakat URTİM’in “küçülme”si söz konusu değil. Çünkü; fabrika teknolojik makinelere yatırım yapıyor ve yeni bölümlerle işleri büyütmeyi hedefliyor.

Sürekli çalışıyoruz. Hatta; krizden sonra yaptığımız tüm toplantılarda “Hedefleri büyütüyoruz”, “Şu ciroyu yakalamalıyız” naraları atıldı. Şeflerin ve ustaların tavrı değişti. En basit hatalar dahi işten atılma gerekçesi sayılmaya başlandı. Ben bunun planlı bir tavır olduğunu düşünüyorum. URTİM patronu sinekten yağ çıkarmaya çalışıyor. Ara bulucu sistemini uygulayarak işçileri “kendi isteğiyle, anlaşmalı” şekilde kapı dışarı ederek ekonomik kazanç elde ediyor. Hem işe iade için girişimi engelliyor hem de işçinin alacaklarını taksitlendirerek bir taşla iki kuş vuruyor.

İki kuşla da yetinmeyen URTİM işvereni biz işçilerle başka bir hesaplaşma da yapıyor. 4 yıl önce Çelik-İş Sendikasında (şimdi Özçelik-İş) örgütlenmeye çalıştığımızda üretimden gelen gücümüzü de kullanarak onurlu bir duruş sergilemiştik. Çelik-İş yetki belgesiyle işvereni ikna edeceğini düşünerek bizleri mahkeme sonuçlarının hayaliyle oyaladı. Son 2 ayda atılan 8 kişinin çoğu sendika üyesi. 4 yıldır bizi dava masalıyla oyalayan Çelik-İş yönetiminin patronu ikna etme “çabası”nın da beyhude olduğu açığa çıktı. Fabrikada Çelik-İş temsilcisi olarak bilinen arkadaşımızın işini kaybeden işçiye “Tazminatını aldığına şükret” deme cüretini de şubeden aldığı emre bağlıyorum.

Bütün arkadaşlar benim kadar tepkili. Bir ara 10 çayında güvenliğin yanında toplanarak işten atmaya tepki koyalım diye kararlaştırdık. Biz o noktada toparlanmaya başlamadan fabrika müdürünün orada olması moralimizi zayıflattı ve arkadaşlar arasındaki güvensizliği arttırdı. Sendika üyesiyiz fakat sendikaya güven yok. Bu dönemde yanımızda olmazsa ne zaman olacak? Yoksa aidat almak için mi var? Bunları konuşuyoruz arkadaşlarla. Sendikaya üye olmadan önce daha cesaretliydik. Nitekim birkaç yıl önce sendika “İşi durdurun arkanızdayız” deseydi uygulayacak gücümüz vardı.

Gece gündüz demeden emek verdiğim iş yerinde yaşadıklarımı paylaşabileceğim, alın terimizi, göz nurumuzu akıttığımız bu fabrikalarda nasıl sömürüldüğümüzü özgürce anlatabileceğimiz ortam yok. Çıkarlarımız etrafında birleşemiyoruz. Ben bunun farkındayım. Sendikada örgütlenip hakkımızı arayacağımızı düşündük olmadı. Sendikaya üye olursak sorunlarımızı çözerler algısı öne çıktı. Sendikanın mahkeme, Yargıtay süreci uzadıkça URTİM patronunun eli güçlendi. Eğer Çelik-İş URTİM’deki işçi kıyımı, baskı ve adaletsizliklere göz yummaya devam ederse üyelikten çekileceğiz. Patronun kızgınlığını yatıştırmak için 4 yıldır gösterilen şirinlik yetmedi mi? Küçülme gerekçesiyle işten atılan üyelerine işe iade ve sendikal tazminat davası açtığında patronlar çok mu bozulur?