Ford Otosan işçisi: Ek zam yapılsın, saat ücretine yansıtılsın

Hepimiz borçlu, hepimiz hesap kitapla hayatımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Biz devlet-sendika ve işveren arasında kalıp sömürülen emekçiler haline geldik. "

Özel Güvenlik İşçi Hakları

Merhaba emekçi arkadaşlar. Yıllardır Ford Otosan’da çalışıyoruz. Yeni asgari ücretle birlikte 13-14 yıllık çalışan arkadaşlarımız asgari ücretli oldu. Biz burada kesinlikle asgari ücretli çalışan emekçi arkadaşlarımızı küçümsemiyoruz. İstediğimiz asgari ücretlilerin de daha fazlasını almaları. Biz burada Türk Metal’in örgütlü olduğu, Türkiye sanayisinin en önemli kuruluşlarında bu sömürüye, düşük ücretle çalışılmasına karşıyız.

Ford Otosan 2002’de Gölcük’te seri imalata tek fabrikayla başladı, o dönem işe başlayan arkadaşlar bugün 22 yıllık kıdeme sahipler. Bu 22 yılda Ford Otosan Gölcük, Yeniköy ve Romanya’da olmak üzere üç fabrikaya sahip oldu. 22 yıllık sürede üç kat büyüdü ve en çok araç satan, en çok kâr elde eden kuruluş haline geldi. Biz işçiler ise sürekli geriledik. Hepimiz borçlu, hepimiz hesap kitapla hayatımızı sürdürmeye devam ediyoruz. Biz devlet-sendika ve işveren arasında kalıp sömürülen emekçiler haline geldik. Her toplantıda taleplerimizi anlattığımız müdürler topu sendikaya, sendikalar devlete atıyor. Sesimizi duyan yok!

SAYFA SENDİKACILARI TEDİRGİN ETTİ

Son bir yıldan fazladır yüzde 300’lere varan ve durmak bilmeyen zamlar karşısında bizim maaşlarımız eriyip gitti. Sendikasız olan birçok işletme bu süreçte çalışanlarına karşı sessiz kalmadılar, iyileştirmeler yaptılar. Türk Metal ise sus pus, işçinin taleplerini duymazdan geliyor. Onlar şube kongresinde başkanlık seçimlerinde tek adayla şov peşine düştüler.

Ford Otosan çalışanlarının yüzde 70’i gençlerden oluşuyor, bu demek oluyor ki fabrikada çalışan işçilerin çoğunluğu asgari ücretli konumuna düştü. Ford Otosan’da bir grup arkadaşımız Instagram’da “Ford İşçi Bülteni” adında bir sayfa açıp, birleşip, taleplerini paylaşmaya başladılar. Zamanla takipçi sayısı arttı ve #ek zam talebiyle daha çok ses getirmeye başladı. Yerel basın da ve Evrensel gazetesi gibi emek dostu olan basın da Ford Otosan işçilerinin haklı taleplerini dile getirdiler. Çokça yorumlar yapıldı. İşçilerin birleşip ortak hareket etmekle birçok kazanımların kendi elleriyle, mücadelesiyle kazanacağına olan inancı arttı. Türk Metal işçi sendikası olmasına karşın sürekli işveren ağzıyla konuşup yandaşlarını ve kendilerini ihya edip, işverenin en büyük sarı sendikası durumuna gelmiştir. Bu bülten o kadar ses getirdi ki sendikacılar sayfayı takip edenleri tespit edip baskı yapmaya başladılar, şube başkanı sürekli fabrikada. Yapılan bilgilendirmelerde işçilerden aşırı şekilde tepki alıyorlar. Korkuyorlar işçiden, emekten. Hiçbir korkuya benzemez emekçinin alın terinin korkusu...

SOSYAL PAKET DEĞİL EK ZAM İSTİYORUZ

Şimdi MESS’le görüşme halinde olduklarını, bir sosyal paket üzerinde görüşmeler yapıldığını işçilere anlatıyorlar. Fakat biz işçiler bunu asla kabul etmiyoruz. Çünkü bu durum gelip geçici, bu nedenle saat ücretlerimize en az 10 ile 15 lira arasında net zam istiyoruz. Her zaman biz biriz diyen patronlar, biz sizinle hiçbir zaman bir olmadık. Bize sürekli sözleşmeyi bekleyin diyorlar. Sanki bu zamana kadar çok iyi bir sözleşme imzaladılar da!

Sevgili dostlar, işçi arkadaşlarım, önümüzde seçim var. Enflasyona sürekli ayar çekiliyor, bu nedenle yaklaşık bir yıl sonra imzalanacak toplu sözleşme hiç birimizin hayrına değil. İlk altı ay dışındakiler enflasyon. Türk Metal’in her zaman yaptığı budur. Onun için her ay, her yıl hesap kitapla uğraşıyoruz. Yıllar geçiyor, hepimiz harçla borçla yaşıyor. Bu düzen değişmeli. Hepimizin ortak iradesiyle, mücadelesiyle bu saltanat yıkılmalı, yoksa ister 10 yıllık olalım, ister 25 yıllık olalım, aynı sefalet ücretlerinden kurtulamayız. Seçim ve olağan dışı zam artışlarından geçiyoruz bu dönemde, mücadelemizi verirsek iyi kazanımlar elde ederiz. Çünkü ortam buna müsait, hepimiz hayat mücadelesi veriyoruz. Biz işçiyiz, köle değiliz. Türkiye’deki metal sektöründe binlerce işçi ve ailesi bizimle bu kaderi yaşıyor, bunu tersine çevirmek ancak ortak mücadele ve birbirimize güvenle olur. Bu potansiyel de bizde var, bunu gösterdik, yine gösterebiliriz!