'15 Temmuz önlenmeyen ve sonuçları kullanılan kontrollü darbe'

CHP'nin Darbe Komisyonu üyeleri Aykut Erdoğdu, Zeynel Emre, Sezgin Tanrıkulu ve Aytun Çıray TBMM'de düzenledikleri basın toplantısında CHP'nin komisyon raporuna hazırladığı muhalefet şerhini açıkladı.

Özel Güvenlik İşçi Hakları

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, hazırladıkları muhalefet şerhinin 296 sayfa olduğunu belirterek "Bu muhalefet şerhi 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında şehit düşen yurttaşlarımızın aziz hatıralarına ve gazilerimize adanmıştır."dedi. Aykut Erdoğdu muhalefet şerhini şu şekilde özetledi: "15 Temmuz Hain Darbe Girişimi Öngörülen, Önlenmeyen ve Sonuçları Kullanılan Kontrollü Bir Darbedir. Bu hain darbe girişiminin olacağını bilen ve bekleyenlerde vardır. 15 Temmuz darbe girişiminden aylar önce yazılan yazılardan darbe girişiminin bilindiği hatta bu girişimin hazırlık sürecinin takip edildiği anlaşılmaktadır. Bu konuda en açık kanıt darbeden 4 ay önce Fuat Uğur'un Türkiye Gazetesinde 24 Mart 2016, 2 Nisan 2016 ve 21 Nisan 2016 tarihlerinde yazdığı üç yazısıdır. Kanlı darbe girişimi sonrası düzenlenen Savcılık iddianamelerinin incelenmesinden Cemaatin darbe hazırlıklarına 2015 son aylarından itibaren başladığı anlaşılmaktadır." Darbeye hazırlık faaliyetleri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Hakan Çiçek, Nurettin Oruç ve Harun Biniş tarafından yürütülmüştür. Adil Öksüz ve diğer planlayıcılar darbe girişiminden çok önce Cemaat bağlantısı devlet tarafından bilinen isimlerdir. MİT'in 'TSK bünyesinde istihbarat toplayamadığından darbe girişiminin tarihi konusunda net bir istihbarata önceden ulaşılamadığı' savunması geçerli kabul edilmemektedir. İhbarcı O.K. 'aynı cemaatten vurgusuyla' kalkışmanın bir cemaat operasyonu ve bir darbe girişimi olduğunu açıkça söyleyerek durumun vahametini ortaya koymuştur. Bu koşullar altında MİT Müsteşarının Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a derhal bilgi vermesi ve güvenlik birimlerini teyakkuz haline geçirmesi gerekirken bu görevini ihmal etmiş olması anlaşılamamaktadır. Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yasşar Güler'in beyanından MİT Müsteşarının Cumhurbaşkanı'nı bilgiledirmek istediği ancak ulaşamadığı anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü Muhsin Köse'ye 'Muhsin sana dışarıdan bir saldırı olsa buna karşı koyacak kadar gücün, kuvvetin ve adamın var mı?' sorusuyla durumun vahametini anlattığı ancak detay bilgi vermediği anlaşılmaktadır. Bu soru hayatın olağan akışı içerisinde sorulabilecek bir soru değildir. Bu durumda Hakan Fidan ve Muhsin Köse tarafından Cumhurbaşkanı'nın bilgilendirilip bilgilendirilmediği hususu karanlıkta kalmakta ve makul şüpheler artmaktadır." Genelkurmay Başkanı gerek savcılığa verdiği ifadesinde gerek TBMM Araştırma Komisyonu'na gönderdiği tarihsiz yazısında olayın öğrenilmesini müteakip alınabilecek tüm önlemleri aldığını bildirmektedir. Ancak alınan bu önlemlerin yetersiz olduğu ve Genelkurmay Başkanı ve bazı Kuvvet Komutanların darbeciler tarafından enterne edilerek rehin alındığı da üzücü bir gerçek olarak karşımızda durmaktadır. Genelkurmay Başkanı'nın tüm kuvvet komutanlıklarına 18:30'da hareket merkezleri aracılığıyla ilettiği emirler saat 19:26'da adreslerine ulaşmıştır. Bu emirlere rağmen TSK'nın komuta kademesinin önemli bir kısmı düğünlere katılmış ve düğünlerde derdest edilerek enterne edilmiştir. Bu durum izah edilememektedir. Öngörülen darbe girişimi 15 Temmuz günü öğleden sonra 14:20 itibariyle öğrenilmiş ancak yukarıda belirtilen bilgi ve bulgular ışığında gerekli bilgilendirmelerin yapılmadığı ve etkin önlemler alınmadığı anlaşılmıştır. Bu ihmaller zinciri sonucunda 15 Temmuz hain kalkışması önlenmeyen darbe girişimi olarak tarihe geçmiştir. Karşı darbe sürecinde kadroları boşaltılan kamu görevlilerinin yerine AKP yandaşları doldurulmuş, Erdoğan parti devleti inşası süreci başlamıştır. OHAL olağanlaşmış KHK'lar kanunlaşmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişimini sonuçları kullanılmış ve karşı darbe gerçekleştirilmiştir. Bu sebeplerle 15 Temmuz darbe girişimi karşı darbe yapmak amacıyla sonuçları kullanılan bir darbe girişimidir." ERDOĞDU: DARBENİN SİYASİ AYAĞI AKP'DİR CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, darbenin siyasi ayağına ilişkin soruya "Darbenin siyasi ayağı AKP'dir" diye yanıt verdi. CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre, hazırladıkları muhalefet şerhiyle komisyonun görevini tamamladığını belirterek, "Darbe komisyonu görevini bu raporla tamamlamıştır. Komisyon kurulduğu günden bugüne geçen 11 ay boyunca yapması gerekenleri CHP tek başına yapmış ve darbe girişimini fırsata çeviren iktidarın niyetlerini ifşa etmiştir" dedi. TANRIKULU: DARBE GİRİŞİMİ KIRMIZI PAZARTESİ GİBİ KIRMIZI CUMA CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise darbe girişimini Gabriel Garcia Marquez'in 'Kırmızı Pazartesi' kitabına benzeterek, "Darbe girişimi Kırmızı Pazartesi gibi Kırmızı Cuma. Her şey önceden biliniyordu ama önlenmedi" diye konuştu. ÇIRAY: 'ALLAH'IN LÜTFU' İLE KASIT 15 TEMMUZ'UN 'TEK ADAM DEVLETİ'NE ULAŞTIRILMLASINI HIZLANDIRMASIYMIŞ CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray da darbe girişimi için 'Allah'ın lütfu' dendiğini anımsatarak, şunları söyledi: "Dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan daha 16 Temmuz sabahı 15 Temmuz'u 'Allah'ın büyük lütfu" diye nitelediğinde şaşkınlık yaşandı. Nasıl oluyordu da hiçbir darbede olmadığı şekilde 249 şehide mal olan bu kalkışma ve işgal girişimi 'Allah'ın lütfu' oluyordu. Meğer 'Allah'ın büyük lütfu' ile kasıt, 15 Temmuz'un 'Tek adam devleti'ne ulaşılmasını hızlandıracak bir katalizör olarak görülmesindenmiş. Daha açık bir deyişle 15 Temmuz FETÖ Darbesi'nin 'bir büyük lütuf' olabilmesi yarı karanlıkta bırakılmasına bağlıydı. Bunun en büyük kanıtı Sayın Genelkurmay Başkanı ve Sayın MİT müsteşarının Komisyon'a gelmelerinin siyasi irade tarafından engellenmesi"