Yargıtay'dan işyerinde tacizde devrim gibi karar

Yargıtay, işyerinde yaşanan mobing ile ilgili kararda devrim niteliğinde bir karara imza attı ve mobingi hizmet kusuru olmaktan çıkardı. İşyerindeki taciz bundan sonra idare aleyhine değil, doğrudan tacizviye açılacak. Tazminatı…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

Yargıtay, işyerinde yaşanan mobing ile ilgili kararda devrim niteliğinde bir karara imza attı ve mobingi hizmet kusuru olmaktan çıkardı. İşyerindeki taciz bundan sonra idare aleyhine değil, doğrudan tacizviye açılacak. Tazminatı da o kişi ödeyecek.

Mobbingle ilgili Yargıtay’dan bağlayıcı karar çıktı. Buna göre işyerindeki taciz, hizmet kusuru değil, kişisel kusur kabul edilecek. Bu nedenle de tacizle ilgili tazminat davaları artık idare aleyhine değil, doğrudan tacizciye açılacak ve tazminatı da doğrudan o kişi ödeyecek. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’ndan (YHGK) çıktığı için tüm mahkemeleri debağlayıcı nitelik taşıyan karara konu mobbing olayı Bandırma’da yaşandı.

 Hastanede hemşire olarak çalışan davacı, aynı zamanda başhekim yardımcısı da olan doktor tarafından cinsel tacize uğrayınca şikayetçi oldu. Şikayette, olay tarihinde işyerine alkollü olarak gelen doktorun, elini beline atmak ve hemşire odasında da elini ve kolunu bacağına dokundurmak suretiyle cinsel saldırıda bulunduğunu savundu.

TACİZE ERTELİ CEZA

Bunun üzerine doktor aleyhine hem ceza davası, hem de idari soruşturma açıldı. İdari soruşturmada doktora kınama cezası verildi. Asliye ceza mahkemesi de taciz suçunu sabit gördü ve doktora, aynı zamanda amiri olan hemşireye cinsel saldırı suçundan önce 2 yıl hapis cezası verildi. Ardından bu ceza ‘kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanıldığı için’ yarı oranında artırılarak 3 yıl hapse yükseltildi.

TAKDİRİ İNDİRİM-ERTELEME

Ancak devamında takdiri indirimle sanık doktorun cezası 2 yıl 6 ay hapse düşürüldü. Ayrıca kendisine 90 gün adli para cezası verildi. Ancak bu cezalar infaz edilmedi, aksine onun yerine cezalar toplamda 6 bin liraya çevrildi ve ‘hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına’ karar verildi.

TACİZ HİZMET KUSURUYMUŞ

Taciz mağduru hemşire ardından, ‘bu olay nedeniyle ciddi manevi zarar gördüğünü, dedikodu malzemesi olduğunu, aile çevresinde de sıkıntıya girdiğini’ belirterek doktor aleyhine 25 bin liralık manevi tazminat davası açtı.Ve asliye hukuk mahkemesi davası kabul etti, tacizle oluşan manevi zarar karşılığı hemşireye 10 bin lira manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Fakat, bu karar Yargıtay 4.Hukuk Dairesinden döndü. Daire, yerel mahkemenin, tacizi kişisel kusur kabul edip davaya bakmasını ve tazminata hükmetmesini yasaya aykırı buldu.

YARGIÇ DİRENDİ

Ancak, bu bozma kararına yerel mahkeme yargıcı direndi ve doktora tazminat cezasında ısrar etti-dosyada görevsizlik kararı veredi. Direnme kararı üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na (YHGK) geldi.

TACİZ İÇTİHADI: TACİZ EDEN ÖDER

YHGK, direnmeyle oluşan uyuşmazlığı, önemli bir içtihat ile çözüme kavuşturdu. Kurul, işyerindeki cinsel taciz suçunun görevle ilgili bir hizmet kusuru değil, tamamen şahsi kusur olarak görülmesini istedi ve yerel mahkemenin direnme kararını onayladı. Dava önce idare aleyhine açılmalıdır’ diyen Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin kararını bozan Kurul, böylece de işyerinde taciz şikayetleri nedeniyle kamu idaresi aleyhine değil, doğrudan kusurlu kişi aleyhine dava açılmasına hükmetti.

Buna göre, benzer şikayetlere dayanan mobbigg tazminat davaları doğrudan ilgili kişi aleyhine açılıp sonuçlandırılabilecek. Bunun için önce idare aleyhine dava açılması, tazminat çıkarsa bunun daha sonra ilgilisine rücu edilmesi beklenmeyecek.