Hukukçulardan sutyen iddialarına sert tepki

Başta Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nde uygulanan avukatların aranması ve x-ray cihazından geçmesi tartışması farklı bir boyutt kazandı. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın "Kadın avukatlar uygun iç çamaşırı giysinler" kararı aldığı iddiasına hukukçulardan…

Özel Güvenlik İşçi Hakları

CUMHURİYET Savcısı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alındıktan sonra adliye odasında şehit edilmesiyle başlayan avukatlara yönelik güvenlik kontrolü tartışması, yeni bir boyut kazandı. Hukukçular ve siyasiler arasındaki polemik devam ederken Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın “Kadın avukatlar uygun iç çamaşırı giysinler”, “Ötmeyene kadar içeri almayacağım” dediği iddia edildi. Savcılık böyle bir talimat olmadığını söylese de yaşananlar üzerine; Adalet için Hukukçular, Çağdaş Avukatlar Grubu, Çağdaş Avukatlar Derneği İst. Şubesi, Hukukta Sol Tavır Derneği, Özgürlükçü Demokrat Avukatlar ve Özgürlükçe Hukukçular Derneği İst Şubesi ortak ve sert bir açıklama yaptı.

Ortak yapılan açıklama şöyle:

Bu ülkede her zaman iktidarların tüm yıpratma ve boyun eğdirme girişimleri karşısında bıkmadan, korkmadan mesleğin onurunu ve halkların savunmanlığını üstlenen onurlu avukatlar var olmuştur ve var olmaya devam edecektir!

SAVCILIK YALANLAMIŞTI

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, medyada yer alan, kadın avukatlar için talimat verildiğine dair haberleri tekzip ettiğini bildirdi. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, bugün bir kısım yazılı ve görsel medya da “Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığından yeni talimat: Kadın avukatlar duyarlı kapıdan sinyal vermeden geçmek için gerekirse uygun iç çamaşırı giyecek” şeklinde haber yapıldığı hatırlatıldı. Açıklamada, “Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığımızca adli güvenlik birimlerine yazılı olarak verilen talimatta iddiaya konu haber içeriği bulunmamaktadır. Yapılan haber ve içeriği güvenliği zafiyete uğratmak isteyen kişi ya da kurumların istemlerine hizmet edip, kurumumuzca tekzip edilmiştir” denildi.

"SALDIRILAR DEVAM EDİYOR"

31 Mart 2015 tarihinde gerçekleşen ve ölümlerle sonuçlanan rehine eylemi sonrasında avukatlara dönük saldırılar devam ediyor. Bizzat iktidar partisi ile Tayyip Erdoğan’ın söylemleri, savcılığın, kolluğun saldırgan tutumu ve başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere meslek örgütlerimizin aktif tutum alamaması nedeniyle, avukatlar yüz yıllar boyunca verdikleri mücadele neticesinde kazandığı haklardan yoksun bırakılıp, iktidar karşısında zayıflatılmaya ve iktidara boyun eğdirilmeye çalışılıyor.

İsim vermeden Kocasakal’ı eleştirdi

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı, elini ve eril dilini avukatların üzerinden çekmeli ve başta kadın avukatlar olmak üzere tüm avukatlardan derhal özür dilemelidir!

KADIN AVUKATLAR ÖN SAFLARDA YER ALACAKLAR"

Bugün, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kadın avukatlara yönelik “Kadın avukatlar uygun iç çamaşırı giysinler” “Ötmeyene kadar içeri almayacağım” denilerek, savcılıkça, özellikle kadın avukatlara yönelik çirkin, haddini bilmez bir tavır geliştirilmiş, kadın avukatlara, ayrıca saldırma girişiminde bulunularak, kadın avukatların sutyenlerine dahi laf edebilme cüreti gösterilmiştir.

Ben yüzde 67 oy aldım Avukatlar, arama dayatmasına karşı çıktıkça yaka paça adliye kapılarından dışarı atılmakta ve darp edilmektedir. Ancak bilinmelidir ki, özellikle kadın avukatlar bu söyleme karşı dimdik adliye kapılarında, duruşma salonlarında, hatta bizzat başsavcılığın önünde hak mücadelesinin en ön saflarında yer alacaktır.

SAVCI MİSAFİRLERİ PROTOKOLDEN GİRİYOR"

Öte yandan avukatlar sürüklenerek dışarı çıkarılırken aynı savcılık tarafından, kendi adliye birimlerine yönelik verilen yazılı talimatta, aynı hukuk tanımaz tavırla, hakim ve savcı misafirlerinin protokol kapısından alınmaları yönünde talimat verilerek, avukatlar, hakim ve savcı misafirlerinin dahi gerisine düşürülmüştür.

Hiç kimseye keyfilik yapılmasın

Peki, avukatlık mesleğine ve kadın avukatlara karşı yapılan bu saldırılar ile hukuksuz işlemlere karşı bizler nerede duracağız?

"METİN AVUKATLARA KARŞI SİLAHA DÖNÜŞTÜ"

Bir süredir adliye girişlerinde devam eden avukatların onursuz aramaya tabi tutulma girişimi karşısında, İstanbul Barosu ile İstanbul Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığı arasında bir mutabakat yapıldı. Yapılan bu mutabakat, İstanbul Barosu yönetimi tarafından avukatlara, haksız aramalara karşı çözüm olarak sunuldu. Bu durumda, hedeflenen amaç bu olmasa da, yargıç örgütlerinin dahi gerisine düşülerek ve “arama değil tarama” denilerek arama işlemini meşrulaştırma girişimine hizmet etti. Şuan adliye girişlerinde İstanbul Barosu’nun tarafı olduğu mutabakat metni, güvenlik görevlilerinin elinde avukatlara yönelik bir silaha dönüşmüş durumda.

İstanbul Baro yönetimi bilmelidir ki, bu mücadelede ne kadar geri düşerse, o kadar iktidar tarafından üstüne gelinecek ve bu uğurda kazanılan haklar tek tek elimizden alınmaya çalışılacaktır. İktidarın, gerek mesleğimize, gerek İstanbul Barosu’na karşı her tür saldırı ve karalama kampanyasının karşısında olduğumuzu belirtiyoruz. Ancak, İstanbul Barosu’nun, yaptığımız eleştirileri dikkate alarak, meseleyi x-ray cihazlarının yetersizliğinden, arama-tarama tartışmasından çıkarması, güvenlik tarafından protokole uymadığımız takdirde adliyenin içine alınmayacağımız tehditlerini ve avukatları darp etme bahanesi olarak öne sürülen mutabakat metnini geri çekmesi; bu uğurda mücadele veren gözaltına alınan, güvenlik görevlileri tarafından parmakları kırılan, yaralanan ve hakarete uğrayan meslektaşlarının yanında aktif tutum alması gerekmektedir.

Bizler, adliyelerde avukatlara ve meslek örgütlerimize uygulanmak istenen her türlü haksız ve hukuksuz devlet dayatmalarına karşı, gücümüzü tarihsel haklılığımızdan ve pratiğimizden alarak mücadelemizi daha da yükselteceğimizi, yapılan saldırılara boyun eğmeyeceğimizi bir kez daha ilan ediyoruz.